Hristiyanlar’ın
ve Yahudiler’in Kutsal Kitab’ında Muhammed’in geleceği konusunda
peygamberlikler yok mu?
Yuhanna 14:16,
Yasa’nın Tekrarı 32:2 ve Yuhanna 1:21 Muhammed’den Bahsetmiyor mu?
Cevaplayan: İncil’in değiştirilmiş olduğunu
söyleyen birisinin böyle bir soru sorması çok ilginç.
Müslümanlar Kutsal Kitap’ta
Muhammed’in gelişiyle ilgili yüzlerce peygamberlik olduğunu fakat Muhammed
geldikten sonra Yahudiler’in ve Hristiyanlar’ın bu peygamberliklerin hemen
hemen hepsini Kutsal Kitap’tan çıkardıklarını iddia etmektedirler. Bugün
elimizde bulunan bütün Kutsal Kitap çevirileri Muhammed doğmadan bir kaç yüzyıl
önceki metinlere dayandırılmaktadır. Kuran yazılmadan önce elimizde bulunan bu
orijinal Kutsal Kitap metinleri bugün de elimizde mevcuttur. Bu nedenle, Kutsal
Yazılar’da (Tevrat, Zebur, İncil) Muhammed’le ilgili peygamberliklerin
Yahudiler ve Hristiyanlar tarafından çıkarılmış olduğu iddiası asılsızdır.
Sağlıklı bir şekilde akıl yürüten her Müslüman bu sonuca varacaktır. Birçok
Müslüman ilahiyatçısı bu iddianın asılsız olduğunu sessizce kabul edip bir daha
bu konuyu açmamışlardır. Fakat, bugün bu iddialarına devam eden bazı
Müslümanlar Kutsal Kitap’ta Muhammed’le ilgili bir kaç tane daha peygamberlik
olduğu konusunu ısrarla savunmaya devam etmektedirler.
Bazı Müslümanlar’ın Kutsal
Kitap’tan çıkarılmamış olduğunu iddia ettikleri peygamberlikler nelerdir?
- Kuran’ın Saff Suresi 61:6’da
şöyle der: “Ey İsrailoğulları! Şüphesiz ben, Allah’ın size, benden
önce gelen Tevrat’ı doğrulayıcı ve benden sonra gelecek, Ahmed adında bir
peygamberi müjdeleyici (olarak gönderdiği) peygamberiyim” demişti.”(Türkçe
Kur’an-ı Kerim Diyanet Meali).
Fakat Kutsal Kitab’ın hiçbir yerinde Ahmed adında bir kişiden söz
edilmediğini söylediğimizde, Müslümanlar Yuhanna 14:16’ya bakmanızı
söylüyorlar. Yuhanna 14:16 şöyle diyor: “Ben de Baba’dan dileyeceğim. O
sonsuza dek sizinle birlikte olsun diye size başka bir Yardımcı, Gerçeğin
Ruhu’nu verecek.” Yardımcı olarak çevrilmiş olan Grekçe kelime Paraklitos
kelimesidir. Paraklitos kelimesi yardımcı olarak tercüme edilebileceği
gibi savunan, avukat, öğütçü, yanında duran olarak da çevrilebilir.
Müslümanlar bu iddialarını sürdürebilmek için Yuhanna’nın aslında
Paraklitos değil de Periklitos kelimesini yazmış olduğunu fakat İncil’i
değiştirenlerin Muhammed geldikten sonra bu kelimeyi de değiştirmiş
olduklarını iddia etmektedirler. Bu iddiayı üretenler metinsel bir kanıt
sunmadan kendi hayallerinde türetmiş oldukları bir kelimeyle ortaya
çıkmaktadırlar. Hiçbir kanıt sunma ihtiyacı hissetmeyen bu iddia sahipleri
ortaya attıkları bu yeni Periklitos kelimesine kendilerince bir anlam
vererek “Hamd Edilen, Övülen” olarak çevirirler.
Bu iddiaya göre İncil’deki değişiklik Kuran yazıldıktan sonra gerçekleşmiştir.
Elimizdeki İncil’in orijinal metinleri Kuran yazılmadan yüzyıllar öncesine
dayanmaktadır. Bu gerçeği bilen aklı selim birçok Müslüman ilahiyatçısı
Periklitos iddiasını rafa kaldırmıştır. Elimizde bulunan orijinal
metinlerin hiçbirisinde (Yuhanna 14:16 veya
14:26) iddia sahiplerinin ileri sürmekte olduğu periklitos
kelimesi bulunmamaktadır. Bütün metinler Paraklitos kelimesine yer
vermektedir.
Acaba bu iddiayı ilk olarak ortaya atan kişi tezini sağlam temellere
dayandırarak savunabilir mi? Ne yazık ki, bir kişinin yalanını milyonlarca
kişi körü körüne savunuyor. Birçok roman insanların hayal gücünün sanatsal
bir biçimde kurgulanıp yazıya dökülmesinden ibarettir. Kurgu insanları bir
süre gerçeklerden uzaklaştırır ama akıl yürüten kişi neyin kurgu, neyin
gerçek olduğunu anlar.
Yuhanna 14’te kullanılan Paraklitos kelimesi Üçlübirlik’teki Kutsal
Ruh için kullanılmaktadır. İncil’de Paraklitos’un sonsuza dek İsa’nın
havarileriyle birlikte olacak olan Kutsal Ruh olduğu açıklanıyor. Yuhanna
14:17’de Paraklitos kelimesi Gerçeğin Ruhu (το
πνευμα της
αληθειας) olan Kutsal Ruh
olarak açıklanıyor.
Yuhanna 14:16-17 “Ben de Baba'dan dileyeceğim. O sonsuza dek
sizinle birlikte olsun diye size başka bir Yardımcı, Gerçeğin Ruhu'nu
verecek. Dünya O'nu kabul edemez. Çünkü O'nu ne görür, ne de tanır. Siz
O'nu tanıyorsunuz. Çünkü O aranızda yaşıyor ve içinizde olacaktır.”
Yuhanna 14:26 “Ama Baba’nın benim adımla göndereceği
Yardımcı, Kutsal Ruh, size her şeyi öğretecek, bütün söylediklerimi size
hatırlatacak.”
Gerçeğin Ruhu olan Paraklitos sonsuza dek bizimle birlikte olacak. Dünya
O’nu kabul edemez, çünkü O’nu ne görür ne de tanır. Çünkü O
aranızda yaşıyor ve içinizde olacaktır. Burada
bahsedilen kişi Muhammed olamaz. Muhammed aramızda yaşamıyor veya içimizde
değil.
Bu iddiada bulunan kişiler kendi peygamberleri olan Muhammed’e de bu
iddialarıyla hakaret etmiş oluyorlar. Kutsal Ruh’u gören veya tanıyan yok.
Kutsal Ruh’u sadece yaşamını Mesih’e adamış olanlar tanır. Kutsal Ruh
aramızda yaşıyor ve sonsuza dek içimizde olmaya devam edecek. Bu şekilde
Kutsal Ruh herşeyi bize öğretecek ve İsa’nın bütün sözlerini bizlere
hatırlatacak.
- Yasanın Tekrarı 33:2 “RAB Sina Dağı'ndan
geldi, Halkına Seir'den doğdu Ve Paran Dağı'ndan parladı. On binlerce
kutsalıyla birlikte geldi, Sağ elinde halkı için alev alev yanan ateş
vardı.”
Habakkuk 3:3 “Tanrı Teman'dan, Kutsal Tanrı Paran Dağı'ndan
geldi.”
Bazı Müslümanlar Musa’nın Sina Dağı’ndan, İsa’nın Seir Dağı’ndan ve
Muhammed’in de Paran Dağı’ndan geldiğini ve On binlerce kişinin ise
Muhammed’in savaşlarından birisinde yanındaki onbin askerden bahsetmekte
olduğunu iddia ederler!
Burada bahsedilen kişi Tanrı’nın ta kendisidir. Bu iddiada bulunanlar
Tanrı’ya, Musa’ya, İsa’ya ve Muhammed’e hakaret etmiş olurlar.
Bu iddianın temellerine baktığımızda XIX. Yüzyılda yaşamış bir coğrafya uzmanının
yapmış olduğu araştırmalar sonucunda Paran Dağı’nın Mekke’de Teman
Dağı’nın da Medine’de olduğunu ileri sürmüştür.
Paran Dağı Mekke’de değildir. Paran Dağı Mekke’den 1000 km kadar
uzaktadır. İsrailliler’in çöldeki hareketleri sırasında Paran Dağı’ndan
çok söz edilir.
Yasanın Tekrarı 1:1 “Şeria Irmağı'nın doğu yakasındaki
çölde, Suf'un karşısında Arava'da, Paran ile Tofel, Lavan, Haserot,
Di-Zahav arasında Musa İsrailliler'e şunları anlattı.”
Çölde Sayım 10:12 İsrailliler de Sina Çölü'nden göç etmeye
başladılar. Bulut Paran Çölü'nde durdu.
Çölde Sayım 12:16 “Bundan sonra halk Haserot'tan ayrılıp
Paran Çölü'nde konakladı.”
Çölde Sayım 13:3, 26 “Musa RAB'bin buyruğu uyarınca Paran
Çölü'nden adamları gönderdi. Hepsi İsrail halkının önderlerindendi…. Paran
Çölü'ndeki Kadeş'e, Musa'yla Harun'un ve İsrail topluluğunun yanına
geldiler. Onlara ve bütün topluluğa gördüklerini anlatıp ülkenin
ürünlerini gösterdiler.”
Eğer Paran Mekke’de olsaydı Musa’nın Paran’dan (ayet 3) Kenan’a yolladığı on
iki casus (ayet 21-22) nasıl olur da 40 gün gibi kısa bir sürede Kenan
diyarının dört bir köşesine gidip üzüm toplayıp(ayet 23) sonra bu üzümleri
taze bir şekilde (ayet 27) Musa’ya getirebilirlerdi? 1000 km gidiş, 1000
km de dönüş olduğunu hesaplarsanız üzümlerin tazeliklerini korumaları
imkansızlaşırdı. Bu nedenle Paran Dağı’nın Mekke’de olmadığını
söyleyebiliriz.
- Yahudiler Vaftizci Yahya’ya ‘Sen beklediğimiz peygamber
misin?’ diye sorunca Vaftizci Yahya ‘Hayır’ cevabını verdi. (Yuhanna
1:21).
Müslümanlar Yuhanna kitabının Mesih’in Tanrılığı konusundaki tanıklığını
reddettikleri halde aynı bölümün bir kaç ayet sonrasında anlatılan
Vaftizci Yahya’nın sözlerinde Muhammed’den bahsedildiğini iddia
etmekteler. Yuhanna 1:1, 2, 14, 18, 34, 49 açık bir şekilde İsa Mesih’in
Tanrı olduğunu söyler. Fakat Müslümanlar burada beklenen peygamberin
Muhammed olduğunu iddia etmektedirler.
Bu Peygamber’in kökeni aslında Yasa’nın Tekrarı 18:15’e dayanmaktadır: “Tanrınız
RAB size aranızdan, kendi kardeşlerinizden benim gibi bir peygamber
çıkaracak. Onu dinleyin.” Bu peygamberlikte bahsedilen kişinin kimliği
Elçilerin İşleri 3:11-26’da açıklanmaktadır: “Adam, Petrus'la
Yuhanna'ya tutunuyordu. Bütün halk hayret içinde Süleyman'ın Eyvanı denilen
yerde onlara doğru koşuştu. Bunu gören Petrus halka şöyle seslendi: “Ey
İsrailliler, buna neden şaştınız? Neden gözlerinizi dikmiş bize
bakıyorsunuz? Kendi gücümüz ya da dindarlığımızla bu adamın yürümesini
sağlamışız gibi...! İbrahim'in, İshak'ın ve Yakup'un Tanrısı, atalarımızın
Tanrısı, Kulu İsa'yı yüceltti. Siz O'nu ele verdiniz. Pilatus O'nu serbest
bırakmaya karar verdiği halde, siz O'nu Pilatus'un önünde reddettiniz.
Kutsal ve adil Olan'ı reddedip bir katilin salıverilmesini istediniz. Siz
Yaşam Önderi'ni öldürdünüz, ama Tanrı O'nu ölümden diriltti. Biz bunun
tanıklarıyız. Gördüğünüz ve tanıdığınız bu adam, İsa'nın adı sayesinde,
O'nun adına olan imanla sapasağlam oldu. Hepinizin gözü önünde onu tam
sağlığa kavuşturan, İsa'nın aracılığıyla etkin olan imandır. “Şimdi ey kardeşler,
yöneticileriniz gibi sizin de bilgisizlikten ötürü böyle davrandığınızı
biliyorum. Ama bütün peygamberlerin ağzından Mesihi'nin acı çekeceğini
önceden bildiren Tanrı, sözünü bu şekilde yerine getirmiştir. Öyleyse,
günahlarınızın silinmesi için tövbe edin ve Tanrı'ya dönün. Öyle ki, Rab
size yenilenme fırsatları versin ve sizin için önceden belirlenen Mesih'i,
yani İsa'yı göndersin. Tanrı'nın eski çağlardan beri kutsal
peygamberlerinin ağzından bildirdiği gibi, her şeyin yeniden düzenleneceği
zamana dek İsa'nın gökte kalması gerekiyor. Musa
şöyle demişti: ‘Tanrınız Rab size, kendi kardeşlerinizin arasından benim
gibi bir peygamber çıkaracak. O'nun size söyleyeceği her sözü dinleyin.
O peygamberi dinlemeyen herkes Tanrı'nın halkından koparılıp yok
edilecektir.' “Samuel ve ondan sonra konuşan peygamberlerin hepsi bu
günleri duyurdu. Sizler peygamberlerin mirasçıları, Tanrı'nın atalarınızla
yaptığı antlaşmanın mirasçılarısınız. Nitekim Tanrı İbrahim'e şöyle
demişti: ‘Senin soyunun aracılığıyla yeryüzündeki bütün halklar
kutsanacak.' Tanrı, sizleri kötü yollarınızdan döndürüp kutsamak için
Kulu'nu ortaya çıkarıp önce size gönderdi.”
Musa ile Muhammed arasındaki en büyük farklardan birisi Musa’nın İbrani
halkına, Muhammed’in de Arap halkına mensup olmasıydı. Tevrat’taki bu
peygamberlikte “Tanrınız RAB size aranızdan, kendi kardeşlerinizden benim
gibi bir peygamber çıkaracak” diyor. Musa ‘Size aranızdan, kendi
kardeşlerinizden benim gibi bir peygamber’ diyor.
Muhammed Yahudi değildi. Bu ayetlerin Muhammed’le ilgili olduğunu söylemek
Muhammed’in Yahudi olduğunu söylemektir. Bu konuda Muhammed’in Musa’ya
hiçbir benzerliği ya da yakınlığı bulunmamaktadır. İsa Mesih ise Yahudi
olarak doğmuştur ve Musa ile aynı soydan gelmektedir. Birçok yönden de
Musa’ya benzemektedir. Her ikisi de yoksul ortamlarda doğmuş ve yetkililer
her ikisini de bebekken öldürmeye çalışmışlardır (Mısırdan
Çıkış 1:15-16, 22, Matta 2:13) ama her ikisi de ölümden kurtarılmıştır (Mısırdan
Çıkış 2:2-10, Matta 2:13). Musa 40 yıl denenmiş, hazırlanmıştır. İsa da 40
gün denenmiş, hazırlanmıştır (Mısırdan Çıkış 7:7, Matt 4:1); Her ikisi de
halkını kölelikten kurtarmıştır ((Mısırdan Çıkış Kitabının Tümü, Yuhanna 8:32-36);
Deniz onlara itaat etmişti (Kızıl Deniz, Mısırdan Çıkış 14:21 Galile
Denizi, Matta 8:26); Her ikisi de Tanrı’yla yüzyüze görüştü (Mısırdan
Çıkış 33:11 Matta 17:3); Her ikisinin de yüzü parlıyordu (Mısırdan Çıkış 34:29
Matta 17:2); Her ikisi de günahtan dolayı öldüler (Çölde Sayım 20:12,
Yeşaya 53, Yuhanna 1:29, 10:15).
Şimdi size İncil’de açıklanan bir sırrı açıklayacağım.
Romalılar 3:21-26 “Ama şimdi Yasa'dan
bağımsız olarak Tanrı'nın insanı nasıl aklayacağı açıklandı. Yasa ve
peygamberler buna tanıklık ediyor. Tanrı insanları İsa Mesih'e olan imanlarıyla
aklar. Bunu, iman eden herkes için yapar. Hiç ayrım yoktur. Çünkü herkes günah
işledi ve Tanrı'nın yüceliğinden yoksun kaldı. İnsanlar İsa Mesih'te olan
kurtuluşla, Tanrı'nın lütfuyla, karşılıksız olarak aklanırlar. Tanrı Mesih'i,
kanıyla günahları bağışlatan ve imanla benimsenen kurban olarak sundu. Böylece
adaletini gösterdi. Çünkü sabredip daha önce işlenmiş günahları cezasız
bıraktı. Bunu, adil kalmak ve İsa'ya iman edeni aklamak için şimdiki zamanda
kendi adaletini göstermek amacıyla yaptı.”